Ata
Demirer’in “Olanlar Oldu” adlı bir filmi var. Bilirsiniz. Kaçıncı kez
seyrettiğimi artık ben bile sayamıyorum. Her seyrettiğimde, aynı sahnede, aynı
şekilde bir iç çekilmesi yaşıyor, gözlerimden akan yaşlara hâkim olamıyorum.
Sözde komedi filmi ama işte gel gör ki insanda eksik olan ne varsa, komediymiş,
gerilimmiş, drammış fark etmeden gün yüzüne çıkıyor.
Filmin
baş karakterlerinden biri Aslı, diğeri de Zafer. Zafer, Aslı’ya sürekli Aslıcan
diye hitap ediyor. Ayrılacakları gece Aslı, Zafer’e “neden bana Aslıcan
diyorsun?” diye soruyor. Zafer, “senin gözlerine baktığımda canım acıyor” diyor.
Sevdiğinize
baktığınızda, onu düşündüğünüzde canınız acır, göz göze gelmemeye çalışırsınız
ama bir o kadar da göz göze gelmek istersiniz. Mideniz ağrır, nefesiniz
kesilir. Heyecanlanırsınız ama bu heyecan acının, mutluluğun, keyfin verdiği
karmaşık bir heyecandır. Ama o iç acınız hiç geçmez. Sarılamazsınız, içinize
sokmak istersiniz ama bir türlü sokamazsınız sevdiceğinizi. Çünkü emin değilsinizdir,
O’nun duygularından. Belki yarın gidecektir. Belki o andır sadece. “Olmaz” olandır
o çünkü. Olamayacak olan.
Birkaç
sahne sonra Aslı geri gelir ve der ki; “Biraz daha kalayım diyorum ben.” Zafer
de derki; “Beni hiç gitme diyorum.” İşte o an kadraj Aslı’ya döner ve
gözlerindeki o mutluluk bence görülmeye değer müthiş sahnelerden biridir. Tuvana
Türkay’ı da tebrik etmek gerek bence. Bana çok güzel geçirdi o sahnenin
duygusunu.
Sevdiğinizin
gözünde o bakışı görmek bence dünyadaki en güzel şeydir. İnsanın insanı
sevmesindeki ispattır o bakış ve can acısını alan tek şeydir. İşte ondan sonra
içinize sokabilirsiniz sevdiğinizi. Kendi sevginiz kadar eminsinizdir, sevdiğinizin
de sizi sevdiğinden.
Sanırım
dünyanın temel yapı taşı sevgi. Sevgi olmadan hiçbir şey olmuyor. Önce insanı
sevmeyle, sonra diğer yaratılmışları ve doğayı sevmeyle başlıyor hayat. Sevdikten
sonra saygı da geliyor, başarı da.
Ben uzun zamandır canımı acıtan bir sevgi hissetmedim içimde. Bazen kendimden de şüphe ediyorum, acaba sevmeyi unuttum, sevmeyi bilmiyorum mu diye. Anlık bir şeyler hissediyor belki insan yolda gördüğü saniyelik göz göze geldiği birine ama dedim ya saniyelik bir his kaplıyor içini ve bir anda geçip gidiyor. Sonra aklınıza bile gelmiyor ne o his ne de o hissi hissettiren yüz. Ona sevgi demek mümkün değil tabi. O bir anlık enerji yoğunluğu, elektrik alışverişi. Gelip geçici. Zararsız. Anlamsız.
Aşk çabuk
geçiyor ama sevgi kalıcı olan denir ya hani, işte öyle sevgi en başında da olandır,
sonunda da kalacak olan tek şeydir.
Sevin
sevilin ve bence anlattıklarımı anlayabilmek için bahsettiğim filmi izleyin.
Ama o sahnelere dikkat ederek.
Tabi
bu arada gülmeyi ihmal etmeyin, sevin, sevilin ve gülün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder