3 Şubat 2016 Çarşamba

Yurttan geyik manzaraları

Yazım tarihi: 10.02.1996
                                                                                                                                            
Kültürümüzü kaybettiğimizi düşündüğüm şu günlerde, insanların bir arada bulundukları ortamlarda yaptıkları, argoda “geyik” olarak adlandırılan, bir takım fiilleri anlatmak istiyorum sizlere.
Burada anlatacağım olayların, gerçeklerle, yakından ve uzaktan ilişkileri bulunduğundan, bana kaynak olan tüm arkadaşlarıma teşekkür etmeli miyim? Bilemiyorum…
            Üniversitelerin kantinlerinde bir çok ortak yön vardır. Bunlardan biride KİNG adı verilen bir çeşit iskambil oyununun bulunan her boş vakitte oynanmasıdır. Bakın bu king partilerinde ne tür olaylar (geyikler) oluyor, okuyun ve ağlanacak halimize gülmek istiyorsanız gülün efendim.
            Öncelikle oyuna, adam aramayla başlanır. King’e 2, King’e 3, King’e 4.( King’e 1 denilmez, çünkü oyun oynama fikrini ortaya atan 1. oyuncudur.) Kare tamamlandıktan sonra masaya oturulur. Kağıtlar dağıtılırken şu olayların cereyan ettiği dikkati çeker. Kağıt dağıtan oyuncu es kaza  karşısındaki oyuncunun kağıdını biraz hızlı atıp yere düşürür ve oyuncu o kağıdı almak için bin bir güçlükle yere eğilip, kıpkırmızı olmuş bir şekilde doğrulursa, (burada argodaki değimi ile “domalmak” söz konusudur) çok komik bir şey olmuş gibi herkes güler ve bunun üzerine, dağıtıcı çok güzel bir iş yapmış gibi diğer on kağıttan birkaç tanesini daha büyük bir kinetik enerji ile elinden çıkarır, oyuncuyu domaltır ve gülüşürler.
Bir diğer geyik ise oyunun cezalarından ikisi oynanırken vuku bulur. Bunlardan ilki “erkek almaz” cezasıdır. Kağıtlar dağıtıldıktan sonra oyuna başlanır ve bu ceza söylenir. Oyun bittiği zaman erkek olarak adlandırılan papaz ve valelerden elinde en çok bulunduran oyuncunun cinsiyetine göre çeşitli geyikler yapılır. Eğer oyuncu erkekse, cinsel tercihleri tartışma masasına yatırılır. Eğer oyuncu bayansa, oyuncunun fantezileri tartışma konusu olur, örneğin elinde papaz çok ise, olgun erkeklerle olan ilişkileri su yüzüne çıkar.
“Kız almaz” cezasında ise oyun sonunda elinde en çok kız bulunduran oyucunun oyunu kaybetmesine rağmen, öyle bir geyik ortaya çıkarki, oyun masası birden kaybeden oyuncunun cinsel gücünün tartışıl-dığı bir foruma dönüşüverir. Hele ortamda birkaç ba-yan da bulunuyorsa kaybeden oyuncu bu forumu, “Siyaset Meydanı” gibi uzattıkça uzatacaktır.Eğer oyuncu bayansa, bu seferde oyuncunun cinsel tercihleri alay konusu oalcaktır.
            Bu geyiklere ek olarak, her cezanın sonundaki “almaz” kelimesi “alır” olarak değiştirilerek espri yapılmaya çalışılır. Ayrıca oyunculardan biri es kaza birkaç el art arda oyun kaybetmişse, hatalı oynamışsa, oyunun Prof.larından biri bu oyuncunun oyun kabiliyeti hakkında öyle konuşur ki, zavallı oyuncu-muz daha sonraki ellerde paranoya şeklinde oyuna devam eder duruma gelir.
            Bu geyiklerin dışında herkesin yapabileceği, futbol, ülke sorunları, VJ’ler ve DJ’ler hakkında yapılan geyiklerde mevcuttur. Bu geyiklerin ortak noktaları, sorunların önemli olmasına karşın, araya gereksiz uzatmaların ve esprilerin sokulmasıdır. Doğal olarak sonuçta kimse birşey kazanamamaktadır.
            Diyeceğim o ki geyik, zaman zaman yapılabilir ve hatta yapılmalıdır fakat durulması gereken o hassas nokta kaçırılmamalıdır yoksa, birilerinin dediği gibi, HAYAT KISA GEYİK UZUN olur….  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BAHAR'I SEV... Ben sevmem ne kışı ne de bembeyaz karları… Kartopu oynayanlar, kardan adam yapanlar, neşeli çocuklar bir yana. Ocağı ...