Sıradan hayatımızın şairi Orhan Veli'nin de dediği gibi bizi de bu güzel havalar mahvetsin, biz de istifa edelim işlerimizden, biz de alışalım bu havalarda tütüne ve âşık olalım…
Herkes bir şekilde âşık olmak ister, birini sevmek, birine canım demek ister. Ancak, bu kelimdeki anlam o kadar da hafife alınacak bir anlam değildir. Birine canım derken, bu kelimenin altında ezilmemek gerekir.
“Sevilen bir kadın can demekti... Bu yüzden en çok canım denirdi ona, ortasında bir nefeslik elif hacmiyle... Ve can artık söyleyen dudakların kalbinde feda edilmesi gereken değil, esirgenmesi gereken olurdu..."diyor yazar.
Bu açıdan bakınca kolay değil birine, dilinden dökülürcesine canım diyebilmek. Eğer, sen âşık olduğuna, sevdiğine “canım” diyorsan, bu kelimenin hakkını vereceksin.
Yoksa sevdim işte diyerek günümüz moda kelimeleri ile birbirine hitap etmek için değildir bu kelime.
Sevmek kolay iş midir? Allah, sevgili kulu için koskoca bir dünya yaratmış, O Kul, sevdiği için kendi canını hiçe saymış. Yerinden, yurdundan, kanından vaz geçmiş. Aşk, sevgi işte böyle bir şey.
Aşk, sevdiğinin gözünde, en büyük Sevgiliyi görebilmek değil midir, aslında. Karşındakini sevmek, sevdiğini sana verene şükretmek değil midir?
Bir annenin evladına duyduğu sevgiden daha büyük bir sevgi var mıdır? Vardır elbet, Yaradan’ın, yarattıklarına duyduğu sevgi. Bir anne, kendinden olana nasıl da sevgi besler, onu nasıl korumaya çalışır. Saçının bir teline zarar gelse içinde nasıl yaralar açılır. E peki tüm yaratılmışların Yaradan’ı…
Bunun üzerine, size bahşedileni de sevmek bir gönül borcu mudur? Hayır, gönül borcu değil, gönülden gelendir ancak. Yaradan size bir hediye verir, sizi bu dünyada yalnız koymamak için. Sizi bir aşk ateşine atar. Bu ateş, cehennem ateşinden beter gibi gelir insana. Sabrınızı ölçer, sizi dener. İsyanınızı gözler şeytan. Sonunda eğer o aşk ateşinin nedeni sizin için doğru kişi ise o yangın birden şükre dönüşür. Gönülden gelen bir sevgi ile seversiniz, Yaradan’ın hediyesini. Sevgilinin gözlerinden, gönlünüze bir güneş doğar, yüreğinizin yangınını söndürecek bir bahar yağmuru yağar içinize. Toprak kokusunu duyarsınız içinizde. Yedi rengi belirir gök kuşağının. Sevdiğinize sarılırsınız. Belki gözünüzden bir damla yaş süzülür, sevdiğinizin yanağına, oradan boynuna ve göğsüne. Kalbinde sonlanır o gözyaşı. Sevdiğinizin kalbi de dolar bahar güneşinin sıcaklığı ile.
Birbirinize kenetlenirsiniz, dudaklarınız birleşir. İçinizdeki toprak kokusu birbirine karışır, bahar fırtınaları oluşur. İki iken bir olursunuz. Yaradan’ın size bahşettiği bu sevgi ile kenetlenirsiniz.
Ve şükredersiniz bu dünyada tek olmadığınıza, elinizi uzattığınızda sımsıkı kavrayacak bir el olduğuna ve bu eli size veren bir Yaradan’ın varlığına inancınıza…
Yepyeni bir ilkbaharda sevdiğinize sarılabilmeniz dileği ile…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder