3 Şubat 2016 Çarşamba

Gizli kamera mı var?

Yazım Tarihi: 26.12.1996

Bugün, otobüste 13-14 yaşlarında bir çocukla karşılaştım., üzerinde ortaokul forması vardı. Kapının önündeki basamaklarda durmuş meraklı bir şekilde etrafa bakıyordu. Elinde, kimin için alındığı belli olmayan bir paket, pastane poğaçaları için hazırlanan paketlerden.


Demir kapının dört tane, ince uzun, yağmurdan ve otobüsteki insanların hararetinden buğulanmış camlarına, taraftarı olduğu takımın kısaltılmış ismini yazıyordu. Bu sırada benim O’nu izlediğimi fark etti. Bense, duruşumdan ve yüz ifademden bir şey kaybetmeden, ruhsuz ve yorgun gözlerle O’nu izlemeye devam ettim. Daha sonra nedendir bilinmez, çocuk camı sildi ve kalan son buğulu kısımlara garip ve anlamsız resimler çizdi ve onları da sildi. Etrafındakilerde büyük bir dikkatle çocuğu izliyorlardı. O ise tam yaşından beklenen hareketlerle kısa yolculuğunu eğlenceli bir hale sokmaya çalışıyordu. Tam bu sırada, otobüs, ani bir fren yaptı ve tüm yolcular sendelediler ve ayakta durabilmek için çok büyük bir çaba sarf ettiler. Ufaklıksa çoktan, yağmurun ıslattığı ayaklarla basılmış, çamur içindeki zemine oturmuştu. Çok çevik bir hareketle yerinden kalktı. Çocuk düşerken birçok kişi O’nu tutmak için hamle yapmıştı fakat nafile. O, gri pantolonu ve lacivert ceketi ile çamurlu zemine oturmuştu.  Kalktıktan sonra etrafındakiler, O’na tutunması için direktifler veriyorlardı ama O, bu sırada, belki de annesinin azarlamalarını, yarın okula, çamurlu pantolonla gitmek zorunda kalacağını düşünürken bu uyarılara hiç kulak asmıyordu. Zaten birkaç dakika sonra indi. Vitrinlere baka baka yarı ritmik bir yürüyüşle yoluna koyuldu.

Düşündüm, neden herkes, O düştükten sonra, O’nu uyarma ihtiyacı hissetmişlerdi de düşmeden önce O’nu kimse uyarmamıştı. Peki ama neden herkes, bu olayın tekrarlanmaması için önerilerde bulunurken, niçin bir kişide çıkıp, O’nun da düşündüğünü sandığım, annesinin O’nu azarlamasına ve kirli pantolonla eve gitmesine aldırmamasını, bunun bir kaza olduğunu, annesine anlatabileceğini ve evde pantolonunu kendi başına nasıl temizleyebileceğini anlatmamıştı.

Bunları yapacak kişi belki de bendim fakat yapmamıştım, yapamamıştım. Benim başıma hiç gelmemiş miydi? Neler hissetmiştim? Neler olmuştu? Bunları ben biliyordum fakat bu tecrübelerimden O’nu faydalandıramamıştım. Neden? Sanki birileri beni takip ediyor, beni gizli kameraya çekip, daha sonra seyrederek bana güleceklerini mi düşünüyordum? Rezil olacak bir hareket mi yapıyordum? Elbette ki hayır fakat, bilemiyorum nedendir yapamadım. Bu sadece küçük bir çocuğa karşı değil, yaşlı amcalara, teyzelere karşı da oluyor. Karşıdan karşıya geçebilmek için bana ihtiyaç duyduklarını bildiğim ve yardım etmek istediğim halde bu eylemi yapamıyorum.

Sizin de başınıza gelmiştir fakat, dökülen domateslerini toplamaya çalışan birine yardım edemediğiniz olmuştur herhalde. Neden, niye? Düşünün ve cevabını bulursanız lütfen bana da söyleyin. Ama mutlaka, içinizden geleni yapın. Nasıl olsa, birileri size gülse de birileri de sizi takdir edecektir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BAHAR'I SEV... Ben sevmem ne kışı ne de bembeyaz karları… Kartopu oynayanlar, kardan adam yapanlar, neşeli çocuklar bir yana. Ocağı ...